Çalışma arkadaşlarımız bazen başka şeylere kızıp, başka şeyler söyleyebiliyor veya yapabiliyorlar. Mesela, bir lojistik firmasında gözlemlediğim ilginç bir protesto biçiminden bahsedeyim, Ürünlerin gümrükleme işlerinde çıkışı ve müşteriye teslimi konusunda her zaman uzun bir takvimden bahsedilir, maalesef bürokratik sebeplerle bu istisnasız uygulanan bir düzen biçimidir.
Haklarında iyileştirme çalışma saatlerinin esnekliği ve eve giderken bu evrakları da hafta sonu incelersin, böylece pazartesi iş yükün çok olmaz şeklindeki “ tamamen iyi niyetli gözüken ” içi sizi dışı bizi ortası şirketi yakan bir kek ile baş başa kaldıklarında, Pazartesinden itibaren basitçe iş yavaşlatma ve süreçlerin bürokrasiye kurban edilmesi, kırtasiyecilik faaliyetlerinin artması hatta dolayısı ile işletmelerin kârlılık oranlarının nasıl hisse senedine döndüğünü gözlemleyebiliriz.
Peki ne yapılabilirdi ?
Şikayet edilen sorun doğru uygulamalı bir şekilde gözlemlenmeli, mesai giriş çıkış saatleri belirli bir periyodun dışına çıktığında ki, bazı işletmelerde mesai giriş çıkışları için mobil uygulama ve konum hizmeti aracılığı ile personelin mesai bölgesinde ne kadar kaldığı da gözlemlenebiliyor.
Örneğin ; Sabah 08: 30 – 17: 30 Mesaisinde işlerin yoğunluğundan dolayı 19:45 te mesaisini bitiren personelin dakika hesabı hesaplanarak aylık hizmet süresinde hesaplanırken, haftalık 45 saatlik çalışma süresi dışında kalan kısımda çalışmaması için ya ek bir personel alımı veya işin yayılımını nöbetçi personel üzerinden son dakika çalışmak zorunda kalmayan, böylelikle iş hayatının sürprizleri ile hevesleri kaçmayan çalışanlarınız olabilir.
Mesaiden ayrılan mola zamanlarının planlanan dışında kullanılan beş dakikasını hesaplarken, beş dakika fazla çalışmayı mesaiden saymadığınızda artık şirketinizde çalışanlarınız için sayılmaz bir hal alır. Ve ruhsuz ve sessiz istifa süreçleri ile şirketinizin yaşam destek ünitesi ile hayatta kalan bir hastadan farkı kalmaz.
Bu nedenle, çalışanlarınızdan ekstra çalışmasını beklerken mevcut kaynaklarda karşılığını direkt olarak veremiyorsanız bile ufak jestlere hiçbir çalışan asla hayır demeyecektir.
Örneğin ; bazı işletmelerde yıllık izinler, sağlık süreçleri gibi eksik personel çalıştırıldığı dönemde iş yükü diğer çalışanların üzerine yüklenecektir. Bu süreçte fazla çalışılan sürenin 1,5 katı ile çarpımı ile ücret ödentisi yapılması gerekmektedir.
Çeşitli sebeplerle yapılamadığı durumlarda, seçenek olarak fazla çalışılan süreyi hak kaybı söz konusu olmadan uygun şartlar oluşturularak, mesaiden erken çıkış veya yıllık izinmiş gibi fazla çalışma izni olarak tazmin edilebilinir.
Çalışma arkadaşlarımıza Havuç olarak adlandırdığımız küçük ama anlamlı bolca işlevli bu jestler, işletmenin geleceğini de teminat altına almaktadır.
Çünkü bilinmelidir ki,
Gazeteci Ece ÜNER ‘ in bir programında ifade ettiği gibi, “ At çok fazla çalışıp, hızlı koşup yarışı kazanıyor. Atın Sahibine 3 milyon lira, ata binen jokeye 250 bin Lira, ata ise ödül olarak havuç veriliyor.
Hah işte o at biziz….
Teşbihte hata olmaz ama maalesef işletmelerin gözünde çalışanlar bu şekildedir. Bu muameleyi yaptığınız İNSANLAR’ dan bir şey beklerken sizde elinizi kolunuzu şirketinizin imkanlarını maddi olanakları ve sosyal şartlarınızı ortaya koymalısınız. Geciken adalet, adalet değildir. Küskün bir çalışan, üşüyen güveni sarsılan bir asker ne şirketinizi ne de vatanınızı koruyamaz.
Tüm kahramanlar pelerin takmaz, bazıları sahneye çıkarken sahneye çıktığının anlaşılabilmesi için alkış ister. Nasıl mı yaparız ?
Sahne ışıkları öncesi girişe koyduğumuz ayna ile kendisini görerek, bugün burada ne için bulunuyorum, benden istenen nedir? Ben ne yapabilirim ? Ve şu an ne yapabildim sorularına cevap bulacaktır böylece, çalışanda çalışma şartlarında basit ama uygulanabilir çözümlerle kendisinde iş disiplini ve etiğini ete kemiğe büründüğünü gözlemleyebileceğiz.
Bazen sosyal alanlar yeterli gelmez arada 15 dakika da olsa uzanıp dinlenmek gerekir, kim bilir pandemi öncesindeki gibi kendimize dinlenirken çalışmak yerine çalışırken dinlenebilecek bir çalışma ortamı oluşturabiliriz…
Eğer bir sorun varsa, o sorunun temelinde ne olduğu bulunmalı, kalemler kayboluyorsa ve sürekli kalem ihtiyacınız oluyorsa, promosyon mantığında çalışanların kendilerine özel kalemleri olduğunda o kalemler bir daha asla karışmayacak ve kaybolmayacaktır.
Sorunları konuşarak dile getirebilmelisiniz.
Yenilik farklı bakış açısı gerekse, bunun temelinde motivasyon eksikliği olabilir.
Çalışanlara özerklik ve yetki devri sağlanarak, sorumluluk var yetki yok ne yapabilirim karmaşası sonlandırılabilinir.
Ana hatları belirlenerek esnek çalışma saatleri sağlanabilir,. Hatta hibrit çalışma modeli ile yetkilerini sorumluluklarıyla eşdeğerli hale getirerek çok geç olmadan tekrar şirketin bir parçası haline getirilebilinirler.
Unutmayın,
Şirketinizin varlık göstermesini istiyorsanız, çalışanlarınızın varlık göstermesini sağlamak zorundasınız.