Bedensel hareketlerimizin iş başvurularımızda etkisi…
İlk iş görüşmesi yapabilenler bilir heyecanlıdır yapamayanlarda anlar aşırı gericidir. Aslında bu heyecanla gerilimin aksiyonla buluştuğu noktada bizi ele veren bazı adımlar var. Bu ispiyoncu duygular yapabileceğimiz bir çok iş için karşımızdaki işe alım yetkilisinin gözünde ya bu kişi bu işi yapabilir mi sorusunu sorgulatıyor. Tabii bilindiği gibi insanlar bir başka insanla tanışmaları ilk otuz saniyesinde ön görüş-yargı kararını vererek bundan sonraki süreçte ona göre ağzınızda kuşta tutsanız o kuşun neden kanadı var diyebiliyorlar. İşte burada fiziksel diliniz ne söylerse söylesin anlamsız oluyor ve vucud diliniz size arabeks söyletebiliyor.
Akademik ilanlarda çok sık görüyorum, aynı dil puanı almış aynı ALES puanı almış ama mülakatta biri öteki adaylar yerine seçilmiş, salih niyete dönersek bu kişinin davranışlarının ve özgüveninin etkisi diyebiliriz. Çok iyi test çözenin doktor olabildiği kan görmeye dayanamayan ama test çözdüğü için doktor olabilenlerin var olduğu bir eğitim sisteminde elbette bedensel davranış biçimlerinin kariyer hayatımızda etkisi yadsınamaz.
Mülakat süreçlerinde bizzat deneyerek işsiz kaldığım beden dili hataları
Gözler kalbin aynasıdır derler, gözleriniz çok güzel ve etkileyici olabilir ama iş mülakatlarında renginden çok kontrollü hareket edip etmediklerine çok dikkat ediliyor. Ani ve fevri hareket etmeleri sizin güvensiz biri olduğunuz veya gözleriniz açıkken hayır der gibi kurt ulumasına benzer gözleri dikmeniz sizin konuyla ilgilenmediğiniz ve doğru kişi olmadığınız izlenimi veriyor. Sırf bunları gözlemlemek için sayısız iş görüşmesine gidip elenebilmek ve o sıradaki gözlemleri not alabilmek için denemesini yaptım. Daha basit konuşursak, iki kişi arasında iletişim kurarken dahi, gözlerin dikkatlice bakılması ya duello yapıldığı anda ya da romantizim anlamı taşır. Her ikisi de tehtitkar olmakla birlikte arada gözleri kaçırmadan önüne bakmak hatta doğru bakış açısı olarak muhatabın iki kaşının ortasına odaklanmak gerekir. Böylece muhatap onun gözlerine odaklandığınızı ama bakmadığınızı düşünür. Göz temasının azı da çoğu da zararlıdır.
Peki o zaman görüşmelerde nasıl bakacağız ?
Güzel bakmak sevaptır şeklinde bir özdeyişimiz var. Gerçi biz onu da yanlış anlamış olsak’ ta iyi bakalım iyi olsun. Fazla odaklı ve anlık indirmeli kaçırmalı bakışlar agresif uyumsuz ve problemli bir tip imajı verirken, az bakmak ya da başka yöne bakmak kişinin dürüst olmadığı bir şeyler sakladığı şeklinde yorumlanıyor. Orta yolun yolcusu nasıl oluruz ? Ortalama bir görüşme 30 dakika oluyor. Tabii bekleme süreçleri ve diğer resmi oyalama manevralarını saymazsak diye ifade etmiş olayım. Gençler bir arkadaşınız ile göz göze 30 dakika vakit geçirip göz rengini henüz ezberlemediyseniz, ya içinizdeki romantik kişi hakkın rahmetine kavuşmuş ya da hiç olmamıştır. Göz dikerek baktığınızda bu ona tehdid olarak yansır. Ama normal baktığınızda sevgidir işte sevgiyle büyüyen insanlar olarak iş görüşmelerinde bu sevgiyi sınırlı düzeyde yaşamanız biraz da resmi davranmanız gerekiyor. Tabii Covid – 19 Sonrası tokalaşmalarda mesafeli olsa da siz de normal tokalaşsanız bile mesafenizi koruyun ve karşınızdakinin düşmanınız olmadığını fark ederek, elini sıkma düzeyiniz zarar vermeyecek kadar olsun.
Bakışı hallettik te duruş eksik mi kalsın ?
Kalmasın tabii görüşmelerde çok fazla olasılığınız yok zaten ya bir toplantı odasında ya da İnsan kaynakları yetkilisinin kare odasında bir yumuşak bir koltukta yeriniz hazır. Durakalmak ile durmak bir o kadarda oturmayı ve kalkmayı bilmek gerek. Zengin kalkışı ile olmuyor bu işler. Dik oturman gayet normal de, bunu gerilim aksiyon filmi sahnesine çevirmen kendini kasman ve bu işte isteksizmişsin imajı vermene neden olabiliyor.
Görüşmeler gerilimli ve heyecan verici olduğu kadar sakinlikte gerektirir. Rahmetli Kemal Sunal gibi ellerini masaya vurmak, Türk’ üz Türkü çığırmak tercih edilen yöntemler değiller. Sessiz sakin ve sabırla kaçınılmaz sona hazırlanmalısın. Tecrübe ettiğiniz gibi, İnsan kaynakları birimi sizi mülakata çağırmak için dahi arama gerçekleştiriyorlar. Arama esnasında senin adımlarını takip edemediği heyecanını hissedemediğini zannettiğin an, ilk hatanı yapıyorsun. Sürekli bu işi yaptıkları için ses tonunuzdan söyleyiş biçiminizden, konuşurken seçtiğin kelimeler kendisine hitabın ses tonundaki değişimler senin hakkında karşı tarafa istihbari rapor sunar.
Ben bu işi nasıl kazasız belasız atlatırım dersen, öncelik gerçek hayatta duygularını ve davranışlarını kontrol etmeyi öğrenmen gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
- Başarısız olduğun nokta senin çalışman gereken noktadır. Daha önce görüştüğün ve seni işe almayan insan kaynakları yetkilisi ile tekrar bir görüşme fırsatı yakalamanın yoluna bakmalısın. Böylece iki görüşme arasındaki farkı da bu süreçte geçirdiğin gelişimsel süreci de hazmederek öğrenmiş ve analiz etmiş olacaksın. Unutma % 100 Kaybedeceğin bir görüşmeye gidiyorsun yani daha kötüsü yok bu nedenle tamamen cesur olmalısın.
- Yakın arkadaşın ile prova yapabilir, bu sayede kendine ve arkadaşına gülebilir bolca eğlenebilirsin ama bunda utanacak bir şey yok. Korkunun ecele faydası olmaz.
- Ben yapacağım konuşmaları önce online ofis programında yazar sonra sesli robot okuması ile uyurken dinlerdim böylece kendi yazımı ezberlemek yerine aklıma kazırdım. Ve öğrenir doğaçlama yapabilecek cesaret kazanırdım.
- Hiç bir şey yapamıyorsan yetmiş yaş üstü dede ve ninelerimizde bile bulunan kamerası iyi çeken telefonunla caka satacağına kendini videoya al ve kendini izleyerek eleştirmek için kendinle yüzleşebilmek için kendine fırsat ver. Şimdi değilse ne zaman ?
Buraya kadar resmin ön yüzünü konuştuk bir de arka planı var haydi yer değiştirelim sıkıldıkça yer değiştir böylece rotasyon ile kendini daha çok geliştirirsin.
Mülakatı yapan sizseniz olayın rengi daha da değişiyor, İnsan kaynakları yetkilisi gibi çeşitli alanlarda mülakatlara girdiğim zamanlar oldu birde arka cepheyi buradan oluşan fırtınayı görmek istedim.
Bu görüşmelerimi ve anılarımı şuana kadar kimseyle paylaşmamıştım. Benim yapmış olduğum ve farkına varmadığım o kadar çok hatamı başkalarında gördüm ki, prova ve iş yerinde rotasyon süreçlerinin anlamını çok iyi anladım.
- Her iş çok sayıda tecrübe ama az maaş talebine göre şekil alıyor talep arzı değil, arz talebi arttırıyor. Ülkedeki stratejik planlamaları stratejistler ve iş uzmanlarına yaptıramadığımız içindir belki de her köşe başında her işten anlayan ama benim alanım onu kapsamıyor demeleri…
- Aslında yazımın burası biraz uçuk genç ve tecrübeli isek, bir kademe de olsa üste kazara da olsa çıktıysak çıtayı yükseltmenin bambaşka bir yolu daha var. Kariyer dikeyde olur yatay da mimari oluyor da, adım adım inşaa edilen kariyer adımlarından mimarisi dikey veya yatay olamıyor mu ? Mesela olay mantık süzgecinde basit ilerliyor. Dikey kariyer de hep bir adım sonrasına aç gözlülük ile en son Genel Müdürlük koltuğunda patronununuz’ un neredeyse aile hayatını bile yöneteceğiniz bir geleceğe ilerleyip çok çalışayım emekli olurum derken, zincirli kuyu da giriş ücreti abonmanlar için 25 Bin TL ölüm anında 6 Bine iniyor. Ama çok bürokrasisi var demiş olayım. Çalıştığım iş gereği mezarcılar sık sık bir şeyler almaya geliyorlar. Veya da yatay mimari kariyer yaparsanız örneğin Mekatronik Mühendisi oldunuz, Üretim mühendisi de olursunuz, teknik mühendiste veya İETT de çalışabilirsiniz veya yapay zeka ile makine teknolojilerini çalışabilirsiniz, hiçbir şey olmasanız üniversitede akademisyen olursunuz. Her halükar’ da ortada bir mimari var ve bu mimari sizin gelmişinizden geleceğinize şekil verecek olan bundan sonra hayatınızı nasıl hangi şartlarda yaşayacağınızı statünüzü belirleyecek ön eleme taşıdır.
- Hangi süreçte olursanız olun hayat çift yönlüdür sizi alır işletmeye gösterir, işletmeyi de alır size gösterir ve ortaya oryantal oryantasyon süreci çıkar. Hem kendini çok iyi tanıyıp tanıyacak hem de işverenin nerede hangi işe hangi koşulda başladığından şu anki hangi borsada hangi grupta hisse değeri olduğundan bahsedecek kadar tanıyacaksın.
- Yönetme erkine adaysan özgüvenin tam, risk oranını doğru tayin eden ve de duygusallıktan uzak olman gerekiyor. Stajda edindiğin, tecrübe dolusu bakış açısı sana gelecekte çok daha fazlasını kazanç olarak edindirecektir.
- Bir arkadaşım yıllar önce mesleğinde çok iyi olduğu bir dönemde her şeyi bırakıp cafeterya işletmek istiyorum demişti. Şaşırmıştım daha çok para kazanacağı mesleği varken ve bu kadar yetenekli iken, nereye gidiyorum zaman nasıl geçiyor yaptığım işten zevk alıyormuyum adımlarımı doğru atıyormuyum neyi ne şekilde ne için istiyorum ? Diye soruyormuyuz ? Para kazanmak mesele değildir önemli olan kazanılan o parayı harcayabilecek kadar ruh ve benden sağlığına sahip olabilmektir. Bİr dakika sonrası garanti olmayan bir hayat için fırfır gibi günlük iş hayatına, megakentlerin trafiğine ve günlük sadece günü kurtarmaya yönelik hazır tüketim hayatına fark etmeden ömrümüzü sunuyoruz.
Ne zaman düşünsek bir kriz patlıyor ve düşünceyi düşünmeyi bile düşünemiyoruz.
Düşün, tart sorgula ve uygula….
Nereye gittiğini bilmeyen bir gemiye rüzgar nereden eserse essin, sadece fırtınadır. Önemli olan rüzgarın yönünü avantaja çevirmektir. Kriz ile keriz kelimelerini ayrıt edebilmektir.
Tuzak sorular ve düşüncelerin seni mahvetmesine izin verme !
Yönetici pozisyonunda isen beklentin genellikle şöyle olabilir. İK uzmanı sorar beklentiniz nedir hangi pozisyonlar ilginizi çeker. Zaten kurumsal şirketlerde önce önce iş adı, özellikleri, yapman gerekenler sonra hangi şartlar gerektiği gibi bilgiler açıkça yazılır. Bir de kuzeniniz varsa oldu bu iş.
Eğer çok tecrübeli olsaydınız bu yazımı buraya kadar okumazdınız bu nedenle okumaya devam, Kelime çok basit mevcut pozisyonumdan daha iyi bir kariyer adımı diyebiliriz. Bu adımda yatay veya dikey fark etmeksizin bir sonraki aşamaya ve ilgi alanınıza göre ilerleyen başvuru yaptığınız ilanın kendisidir…
Böyle dedikte acele davrandık, görüştüğünüz kişi eğer üst pozisyon yöneticisi ise, küçük işletmelerde bile CEO ile görüşebiliyorsunuz ki o CEO diye gezen arkadaşa başka noktalarda mağaza müdürlüğü bile vermemiş oluyorlar. Yaşadım gördüm tecrübe ettim bu sebeple yazıyorum. Bilmemneoğlu yapı market vardı. CEO su bakkal çırağı edasıyla ortalıkta geziyordu. İyi ki olmamış. Bu sayede bugün bu yazıları size yazıyorum.
Bir üst pozisyonu istiyorum demek, ben köyden yeni geldim, ben gariban ben yazık, siz benim adıma en doğru kararı verirsiniz beyim demektir. Bu böyle olamaz. Siz kabınıza sığmayacak ve ben bu işin bu şartlarını sağlıyorum ve başvuru yapıyorum diyeceksiniz o zaman işler çok başka ilerliyor.
İş değişikliği yapacak olan, kendini yeterince tecrübe edinmediğini düşünen genç arkadaşlara…
Word un eski formatında şapka çıkaran haydo’ ya benzer bıyıklı bir abimiz vardı. 2000 sonrası doğumlular bilmezler. En son biz 90’ lar sonrası son mahalle kültürü çocukları onu gördük. Onun gibi bir şapka edindiniz ama, o şapkayı cesaret edip kirlenmesini de göz ardı edip çıkarıp ya alkışlıyorsunuz ya da düşünüyorsunuz.
- Diğer adaylardan farklarınız neler bir farkınızı ortaya çok iyi şekilde çıkarmanız gerekiyor.
- Doğru kelime, doğru strateji doğru yer ve doğru zaman ne varsa doğrulukta var.
- İlana başvurduğunuza göre okumuş olmalısınız SAP Veya ORKA veya ETA istenen bir ilana autocad bilgim şu düzeyde şu versiyonları kullanabiliyorum diye girmeniz size sadece tamam da niye geldiniz sorusunu sorduracaktır. Hep derim işveren az maaş, az imkan az statü, az konuşma ama çok beceri ister. Özellikle ilanda göreve yönelik program bilgisi yeterliliği ne istiyorsa onda uzmanlığınızı uygulamalı kanıtlayabilmelisiniz.
- Mülakata girmeniz demek sorulan soruya cevap vermek dışında doğru soruları işverenin sorulmasını istediği soruları sormaktan çekinmemenizi gerektiriyor. İşi istediğinizi iş kültürü ve örgüt kültürüne hakimiyetinizle beden dilinizi de ekleyerek konuşun.
- Bu işletmeden ne isteyip ne istemediğinize iyi karar verdiğinize eminseniz başvurunuzu yapın beklentinizi karşılamıyorsa, bir arkadaşa bakıp çıkacağız deme imkanınız yok. Mesela bir Türkiye’ nin en büyük marketler zincirinde görev alan bir İK cı hanımefendinin görüşmesine giren 10/2 kişinin işe alındığını görebilmek için farklı dönemlerde o görüşmeye girme cesaretini gösterdim. Artık o market zincirinden alışveriş bile yapmıyorum.
Pozisyon size ne kazandıracak ne kaybettirecek ? Aslında siz ilana başvurmuş olsanız da size önerilen ilan diyebiliriz. Öğrenci iken çalıştığım uluslararası bir şirkette yönetici alımı ilanı için çalışanın karar verdiği bir sistemleri vardı bunu gözümde o kadar büyüttüm ki işletme müdürlüğü ilanı çıksa da başvursam diyordum. Bunu lütuf sanıyordum. Ama öyle değilmiş, başvuru yapıyorsunuz ama bir üstünüz ve onun üstü onay verirse başvuru yapıyormuşsunuz. İş hayatının geneli böyle sizin terfi edişiniz hangi mimari olursa olsun fark etmeden ikili ilişkilerinizden geçiyor. Bunu unutmadan kurumsal ya da Cabbar abinin dükkanı fark etmeksizin durumun böyle işlediğini hatırlatır. Sizin önünüze konulan sıcak yemeğin neden konulduğunu size ne kazandırıp ne kaybettireceğini (Parayı kast etmiyorum.) iyi düşünün. Eğer dış ilandan başvuruyorsanız yani çalıştığınız şirket içinden olmayan olarak, şirketi ve sektörünü sosyal medya hesaplarını kuruluştan bugüne önemli gün ve haftalarını kısacası siz bu işe başvurmadan önce olan her şeyin özetini bilmeniz gerektiğini, bunların mülakatta sohbet esnasında sorulmasa bile sizin araya serpiştirebileceğinizi, mayayı atıp ekmeği kabartıp konuşmayı da abartmadan etkili bir nokta vuruşu ile bu işe saldırın.
Yazının Sözü Uygulaması :
Para kazanmak mesele değildir önemli olan kazanılan o parayı harcayabilecek kadar ruh ve benden sağlığına sahip olabilmektir.